Site icon Başlangıç Noktası

2019 Nobel Kimya Ödülü’nün Politik ve Ekolojik Önemi

1973 Petrol Krizi uluslararası ilişkiler ekolünde bir başlangıç noktası olarak kabul edilir. Arap-İsrail Savaşı’nın ardından Arap devletlerinin petrol kaynaklarını ulusallaştırmasıyla dünya ekonomisini sarsan olay, batılı özel şirketlerin kaynak kontrolünü azaltarak petrol sahibi ülkelerin kısa zamanda zenginleşmesinin önünü açmıştır. Eğer bilimsel nedensellik ilkesine çok takılmazsak günümüzde Arap turistlerin alım güçlerinin tahayyül edebileceğimizden çok daha yüksek olmasının sebebi de 1970’lerdeki petrol krizidir.

Bu kriz, Üçüncü Dünya Ülkeleri’nin gelişmiş ülkelerin dengesini bozabileceğini, paranın değerinin değişebileceğini ve enerji kaynaklarının bitebileceğini kanıtlamıştır. Bu kriz sonucunda aynı zamanda bir sürü bilimsel buluşun önü açıldı. Fosil yakıtlara olan güvenin azalması ve enerji üretiminde alternatif yöntem arayışı, yenilenebilir enerji üretiminin temelinde yatan lityum iyon pillerin bulunmasına vesile oldu.

Stanley Whittingham’ın New York Binghamton Üniversite’sindeki çalışmaları, fosil yakıtlardan bağımsız enerji üretip depolayacak metotların temelini attı. John Goodenough’un 1980’lerdeki laboratuvar projeleri, lityum iyon pillerin daha etkili bir şekilde enerji tutabilmesini ve kaybı engellemesini sağladı. 1990’lardaysa Akira Yoshino’nun Meijo Üniversitesi’ndeki ekibiyle beraber yürüttüğü proje, ticari karşılığı olan ilk lityum pilleri üretti. Bu üç bilim insanının, birbirilerini takip eden eforları, geçtiğimiz günlerde İsveç Kraliyeti Bilim Akademisi tarafından Kimya alanında Nobel Ödülü’ne layık görüldü. İlk defa üç kişiye aynı zamanda verilen bu ödülün ve lityum iyon pillerin bilim tarihi için öne çıkan 3 önemi var:

Lityum iyon piller günümüzde halen geliştirilmeye müsait bir teknoloji olarak iş insanlarını heyecanlandırmaya devam ediyor. 2010-14 yılları arasında dünyadaki en büyük lityum iyon pil alıcısı olan Tesla, 2015 yılında kendi versiyonunu üretmek için Gigafactory’i kurdu. Kendi araçlarına bu teknolojiyi entegre etmenin yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak net sıfır enerji israfını hedefleyen bütün üreticilere lityum iyon pil satıyor. Tesla, Nevada’nın ortasında kurduğu tesis ile lityum iyon pillerin nasıl daha iyi kullanabileceği hususunda yeni nesil enerji santrallerine örnek oluyor.

1970’lerde uluslararası krizlerin önünü açtığı lityum iyon piller; teknolojinin herkese ulaşmasını, enerjinin depolanmasını ve yenilenebilir enerji kaynaklarının mümkün olmasını sağladı. Bunun yanı sıra bu teknolojinin üretimine katkıda bulunan bütün bilim insanlarının ödüllendirilmesi adil bir kredi paylaşım sisteminin temellerini atmış oldu. Şimdiyse gözler Tesla’nın Gigafactory girişimiyle lityum iyon pillerin önünü açacağı yeni enerji üretim teknolojilerine çevrildi.

Exit mobile version