Site icon Başlangıç Noktası

Ulusal Bakış ile Yapay Zeka: Türkiye Yapay Zeka Stratejisini Oluşturmak

“Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgardan fayda gelmez” der Montaigne. Hangi alanda çalıştığınız önemli değildir, başarıya ulaşmak için plan yapmalı ve stratejinizi adım adım kurmalısınız. Birey ve toplum olarak bu yüzden planlama yapmalıyız ve evet, üzerine titremeliyiz planımızın.

Yıkıcı inovasyonun sürekli değiştirdiği ve aklımızın alamadığı bir hızda gelişen dünyamızda bir strateji kurmak da yine titizlik, uzun düşünme ve uzun mesailer gerektiriyor. Bizler, ulusal dijital dönüşümümüz için şu anda tüm titizliğimizi ve uzun mesailerimizi ortaya koyuyoruz. Dijital dönüşümün en güçlü oyuncularından biri haline gelmek için de bir strateji kurulumuna ihtiyaç var. Bunun için bu seferki mesai “Ulusal Yapay Zeka Stratejisini Nasıl Kurgularız?” üzerine oldu.

Ulusal alanda harekete geçmek, elbette bireysel harekete geçmekten daha fazla güç isteyen ve daha fazla zamanı gerektiren bir süreçtir. Bununla birlikte bireysel harekete geçmenin kolaylığından faydalanarak ulusal alanda harekete geçmeyi kolaylaştırabilirsiniz. Bu yüzden bu strateji öğrenciyi, öğretmeni, iş insanlarını, esnafı, doktorları; sözün kısası sabah evinden çıkan ve Türkiye’nin sokaklarında yürüyen insanları kapsamalı. Bu, herkes yapay zeka geliştirsin demek değil, dijital dönüşümün gerçekliğini insanlara yöneltmek demek. Ortaya koyduğumuz her ürünümüzde de insana yönelmiyor muyuz?

Yapay zeka, veri miktarının Moore Yasası’nı aşan bir biçimde artması ile birlikte 1990’lara göre çok daha kolay geliştiriliyor ve tahminlere göre, yakında buzdolabından şu anda meslek olarak adlandırdığımız insanların yaptığı işlere kadar pek çok yerde hayatımızın bir parçası olacak. İnsan hayatının kolaylaştırılması için kullanılması ile birlikte yapay zeka, bir amaç değil araç olduğu için, bu aracın kullanımını bireysel kontrole tamamen bırakmak, gelişimini takip etmemek, yapay zekanın gelişimi adına tehlikeli bir yolculuk anlamına gelecektir. Verinin güvenliğini her parçası ile bağlanan dünyada güçlü bir şekilde sağlamalı ve ürettiğimiz veriyi işlemeli, bunu yaparken de amaçlarımızı veriyle kurgulamalıyız. Bu yüzden Türkiye olarak yapay zekanın gelişimine ve kullanımına bütünsel olarak politik bir çerçeve oluşturmak kaçınılmaz ve hızlı atılması gereken bir adımdır.

Araştırma sürecinde dünyanın farklı bölgelerinden ülkelerin (Kenya, Fransa, Almanya, Çin, Kanada, Meksika, Singapur) yapay zeka stratejilerini inceledim. Dikkat çeken pek çok başlığı saymadan önce, ilk dikkat çeken, ülkelerin strateji oluştururken kuruluşlara ve ilgililere esnek paylar ve hareket alanları bıraktığını, klasik bürokrasinin olumsuz yanlarının dışına küçük adımlarla çıkıldığına dair işaretler görmeye başlamak da sevindirici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. İncelediğim ülkelerin yapay zeka stratejilerinde belli başlı konularda aynı yolda olmaları, yapay zekanın kullanımında toplum yararını merkeze almaları, küreselleşme hareketine sundukları katkının da devam edeceğinin bu stratejilerle onaylanması olarak yorumlanabilir.

Değinilmesi gereken en önemli konulardan biri de stratejinin aynı zamanda bir regülasyon olmasıdır. Düşünüldüğü haliyle regülasyon, yapay zeka stratejisi oluştururken temeli sorgulanması gereken en önemli husustur. Sınırlamaların hafifletilmesi ve iş birliklerine açık, harekete geçmek için çağrıda bulunan bir regülasyon politikası büyüme için temel şart ve yaklaşım olmalıdır. Yeni gelişmelere engel olabilecek her türlü katı regülasyondan kaçınmak, çerçevenin var olduğu ancak genişleyebileceği bir ortam oluşturmak, Türkiye hukukunun da teknoloji alanına esnek ve yeni bir yaklaşım getirmesi prensibine dayanmasıyla gerçekleşir. Stratejide belirlenmesi gereken yasaların nasıl olması gerektiği değil, doğru bir yönetişim kültürünün benimsenmesi ve bu kültürün yayılmasının nasıl olması gerektiğidir.

Türkiye olarak iş birliklerine her daim açık ve dijital dünyaya entegre olan bir yapıya doğru ilerlerken yapay zeka stratejisinde olmazsa olmayacak konuları kısaca özetleme gereğini duyuyorum. “Nasıl Kurgularız?” sorusu için de insan faydasını odağımıza alarak atılması gereken adımlar olan aşağıdaki maddeler takım çalışması ve birlik ruhunun teknoloji ile entegresiyle doğmuştur. Bu adımlar özetle:

Bu adımlar, insan ve çevrenin yararına odaklanacak ve toplumun her kesimi ile iletişimi kurmak şartı ile oluşacak ulusal ağın, yapay zekanın kullanımının insan katkısı ile kitlelerin rol oynayacağı bir hedef haline gelerek kalkınmayı hızlı gelişmelere ulaştırabilir. Birlikten dirlik doğacağının inancında dijital dönüşümde yapay zekayı okullar, üniversiteler, kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ile kolektif bir çalışma ile çalışmalıyız. Gideceğimiz liman, dünya standartlarının da üzerinde refah seviyesine ulaşmaktır. Harcadığımız ve harcayacağımız mesai geleceğimiz için, rüzgarın gücünü gideceğimiz limana kullanmanın zamanı gelmiştir.

Yazının sonuna kadar geldiyseniz eğer ve biz bunu yapamayız, engeller önümüzde dağ dağ dizilmiş, bürokratik işler uzun sürer, zamanımız yok, işlerim var, sınavlarım var derseniz Türk halkını en iyi şekilde tanıyan Mustafa Kemal Atatürk’e kulak vermenizin tam zamanı demektir;

Birçok güçlükler ve engeller karşısında bulunduğumuzu biliyoruz. Bunların hepsini inceleme ile, gayret ve iman ile ve millet aşkının sarsılmaz kuvvetiyle birer birer çözüp sonuçlandıracağız. O millet aşkı ki, her şeye rağmen içimizde sönmez bir kuvvet, dayanıklılık ve ateş kaynağıdır.”

Ulusal stratejinin gücünü milletten alacağımız, milletimizin girişimci ve birlik ruhuyla mümkün olacak kalkınmanın öngörüsü ve hayali ile…

Exit mobile version